12 Temmuz 2015 Pazar

Plaket Verilmesi Gereken Kadınlar


Biliyoruz, kadın olmak başlı başına zor bir iş. Bir kere hayatında hep bir denge olması gerekiyor. Fazla olduğunda ayrı bir etikete, az kaldığında ayrı bir etikete maruz kalabiliyorsun. Ama bir de herkesin eşit şartlarda olduğu zamanlarda kocaman artıları olan kadınlar var. Bence onlara ayrı bir plaket hazırlanıp törenle verilmeli. Bu da pazar günü kimseyi dışarı çıkmaya ikna edemeyip evde instagram baktığım ve henüz olgunlaşmamış avokadoyu yoğurda doğradığıma pişman olduğum bir günde aklıma geldi. Hayır yani bakmasam bir işe yaramam gerekecekti, pazarları işe yaramayı sevmem :D

Daha eminim bir sürü vardır ama sanki yarışmadaymışımcasına ilk 5 dakikada aklıma gelenleri yazdım. Eğer tören olursa plaketlerin bazılarını vermek isterim :))

  • Saçını tepeden toplayıp güzel olan kadınlar
  • Sarı saçları bakımsız olmayan, yeri gelmişken, simsiyah  saçına platin sarısı gölgeler attırmayanlar
  • Normal hayatında (??) ve iş hayatında iki ayrı kimliği başarıyla taşıyan birini bir yere taşımayan kadınlar
  • Saçı maşalıyken denizden çıkmış gibi bir hal almasını sağlayabilen becerikli kadınlar
  • Değişik değişik tatsız yemekleri sevdiklerine kendilerini bile inandırabilmiş kadınlar
  • Günlük, ajanda gibi bir heves alınıp bırakılan şeyleri özenle tutabilen kadınlar
  • Eyeliner çekebilen, dumanlı göz makyajı yapabilen kadınlar
  • Bavul yapma sanatına hakim kadınlar
  • Gittiği her yeri kendine ait bir köşeye çevirebilen kadınlar
  • Paralel park yapabilen kadınlar
  • Hangi kozmetik daha güzel, hangisi nerede daha ucuz bildikleri gibi mutfak alışverişini de ayrı bir dikkatle takip eden kadınlar
  • Çok süslü kadın başarılı olmaz algısını yıkmaya inat her alanda kendini gösteren kadınlar



Herkese güzel pazarlar! 
XOXO
GİZEM

5 Temmuz 2015 Pazar

En Sevdiğim Farlar- Maybelline Color Tattoo

Bu güzel pazar gününden herkese merhaba!

Bir yandan yan çatıdaki martı yavrularını izliyorum, bir yandan da bu yazıyı yazıyorum. Martı yavruları gecenin aksine gündüz sakinler, pıt pıt çatıda yürüyorlar. Bahçede de kedi yavruları var. Haziran ayının çok çabuk geçmesiyle birlikte, temmuz ayında doğa yeni yeni yaza adapte olmuş gibi. Aynı durum bizler için de geçerli. Ben de yaza giriş mahiyetinde bir eylem gerçekleştirdim ve bisiklet aldım, yaz akşamlarının tadını çıkarıyorum. Hayat kısa kuşlar uçuyoru hayat güzel kuşlar uçuyor olarak bağlama az kaldı :)


Gelgelelim yazımızın konusu bunlardan bağımsız olarak son zamanlarda en sevdiğim farlar. Gerçi yaz makyajında da oldukça kullanışlı olduklarından bir şekilde alakalı diyebiliriz. Bunu söylememin iki nedeni var. Birincisi sıcak havada çok kalıcı olmaları, bazsız dahi sürseniz sabah sürdüğünüz gibi akşam bulabilmeniz. İkincisi ise renklerinin yaza uyumlu olması.



Color tattoo farlarla tanışmam on and on bronze isimli farla oldu. Bu hafif simli, ama asla simli gibi durmayan -zira ben simli makyajdan nefret ederim- kahvemsi bronz fara resmen aşık oldum. Fırça bile kullanmaya gerek yok hatta fırçasız daha güzel uygulanıyor. Sadece bunu sür çık bir far. Bunu pek çok far için duymuş olabilirsiniz ama bu kez gerçekten! :) Ben en çok katlanma bölgesinethe balm paletlerden kahve bir farla ya da mac satin taupe sürerek tamamlamayı seviyorum vaktim varsa. Yalnız bu öyle bir far ki diğer paletlerin de renklerin de yüzüne bakmıyorum, dekorasyon olarak duruyorlar, tek kötü yanı bu diyebilirim :))

İkinci favorim yine aynı seriden eternal silver. Aslında ben çok gri renkli far aradım bir zamanlar. Siyah göz kalemini çok kullandığım zamanlara denk gelen zamanlar yani. Bu farlarla birlikte göz kalemini de artık eskisi kadar kullanmıyorum. Basit-sade hafif ışıltılı- yeterli! Bu gri arayışımı the balm autobalm Hawaii'deki gri renk dindirmişti, şimdi color tattoo var-oh mis! Fakat belirtmeliyim eternal silver on and on bronze kadar günlük değil.

Eveeet demirbaşlarım yazın (bence kışın da olacak :D) bunlar! Hepinize harika bir temmuz ayı dilerim!

Benim neler yaptığımı ise @gizeemkose insagram hesabımdan takip edebilirsiniz :)

XOXO
GİZEM

5 Nisan 2015 Pazar

Mart Favorilerim


Hava apaydınlık olunca akşam hiç gelmeyecek gibi geliyor, mesela şimdi saat 16:00 ama bana sorsan ancak 14:00'tür. Sonra birden hava kararıyor ve biz "eyvah pazar bitiyor" moduna giriyoruz. Yaz saatine alışamayanlarda bu hafta! :)

Ufak bir Bağdat Caddesi turunda, ki tur bile sayılmaz eve gitmek için oradan geçmem gereken bir günde, aklımda olmamasına rağmen (genelde kozmetik alışverişlerinde öyle olmuyor mu? ) Mac'e ve Yves Rocher'a girdim. Yine de bu aniden gelişen alışverişlerimden hiç pişman değilim çünkü gerçekten gerekli ve severek kullandığım ürünler elde etmiş oldum :)

İlk olarak Mac'den aldığım "sür çık" diyebileceğimiz Satin Taupe far. Çabucak bir tek bunu sürmek bile yetiyor. Her şeyle her durumda giden bir far ki benim de istediğim buydu. Kahve gri mor gibi renkler gibi tam isimlendiremiyorum. Ama güzel. Tek başına yeter.

Yves Rocher'a ise aslında severek kullandığım saç maskemin bir başka türü var mı varsa alayım diye girmiştim (aşağıdaki anlatacağım). Hemen altta hep duyduğum el peelingini görünce açtım kokladım. Koklar koklamaz da çook sevdim. Böyle taneli ürünler bana doğallığı çağrıştırıyor. Kokusu da muazzam olunca alıp denemek istedim. Haftada iki kere yapılabiliyor. Öyle üşenilecek bir şey değil, elinize sürüyorsunuz biraz duruyor sonra ılık suyla yıkıyorsunuz. Ben çok memnun kaldım. Ellerim pamuk gibi oluyor.




Gelelim saç maskesine. Soldaki kahverengi renkliyi sanırım altı ay kadar kullanmıştım. İçinde organik jojoba ve organik karite yağı var. Bunu kullandıktan sonra saç kremi bile kullanmaya gerek kalmıyordu. Ayrıca saçlarıma müthiş bir kokuveriyordu, hiç de dolaşmıyordu saçlarım. Böyle memnundum evet ama üstünde de kutunun çok kuru saçlar için olduğu yazıyordu ve bu gerçek benim saç tipimle aslında uyuşmuyordu. Hal böyleyken ve maskeden de memnun olduğumdan yine Yves Rocher'n başka bir çeşit maskesi var mı diye bakmaya gittim ve sağdakini aldım bu sefer. Bu da organik karite yağını içermekle birlikte, yulaf özlü. Dolayısıyla farklı bir kokusu var ve bu koku bana beyaz sabunu anımsatıyor :) Haha, memnunum ama temiz temiz kokuyor saçlarım. 




Şimdilik bu kadar, herkese güzel bir nisan ayı diliyorum!
Beni instagramdan gizeemkose hesabından canlı takip edebilirsiniz! :)
Sevgiler
Gizem

17 Ocak 2015 Cumartesi

Her Kelimenin Anlamı Başkadır Bir Öncekinden

Hafıza iyi bir şey midir sizce her zaman? :) Çok gereksiz şeyleri hatırlayıp, çok önemlileri geri plana iten zihninize kırgınlığınızı hatırlamanız için biraz sizi yalnız bırakıyorum.

*Fotoğraf: yine koşturduğum günlerden birinde, okulda kahve molası

Hah geri geldim. Aslında sadece bir dönem beraber okuyup, sonra Fransaya dönen, ama en sevdiğim arkadaşlarımdan biri olan -arkadaşlık mesafeyle ya da fiziksel yakınlıkla ilgili değil kesinlikle- Zehra geldi İstanbul'a. Arada onu gördüm, ne kadar uzak olsak da biz hep yazılarımızla mesajlarımızla birbirimizin yanındaydık, hele ki bu süreçte bana başkasından rica bile edemeyeceğim iyiliklerde bulundu. Böyle insanları sevelim yüceltelim, biliyorsunuz artık çok yok :)

*fotoğraf: Zehrosumun hediyeleri



 Bu aralar ne yapıyorum/ ne yapmalıyım?

 *Masama bakıyorum. Oldukça dağılmış ki ben dağınıklık sevmem masa dağınıksa zihnim de dağınık gibi olur. Ama toplamıyorum bi şey bekliyorum sanki. Watsons mini mendilleri görüyorum. Aslında çok sevimli ama kapağı açılıyor çantada hijyenik değil. Bir daha alır mıyım diye düşünüyorum. Kararsızım.
 *Her taraf el kremi ve dudak nemlendiricisi dolu.
 *Paşabahçe'den aldığım ev şeklinde mumluğa bakıyorum gerçekten çok tatlı. Bir defa mum yakarak kullandım boşa almadığımı kendime ispatladım iyi oldu. :)
 *Bu hafta artık 2 aydır!! ertelediğim diş tedavime başlamam lazım. Yok hayır, ben normalin aksine dişçiden korkmam, hakikaten denk gelemedim. Hayatımda önce kendimi erteliyorum da ondan. Yanlış.
 *Bir belge bekliyorum. Bu hafta çıksın artık! Bunun peşine düşeceğim.

Herkese selam, görüşmek üzere!
Gizem

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...